30 Mart 2014 Pazar

Bir Delinin Hatıra Defteri(ADT) ve Türkiye'de Tiyatro Eleştirmenliği

Cem Emüler'in yönettiği Erdal Beşikçioğlu'nun oynadığı Ankara Devlet Tiyatrosu yapımı "Bir Delinin Hatıra Defteri" isimli oyun 2007-2008 Sezonu'nda seyirci ile buluşmuş. 2008- 2009 Baykal Saran Tiyatro Ödülü Erdal Beşikçioğlu'na verilmiş. Oyun yedi yıldır kapalı gişe oynanıyor. Tiyatromuzda "fenomen" olmuş. Bilet bulmak için seyirci gece yarılarından sıraya giriyor, bilet bulabilen mutluluk çığlıkları atıyor, bulamayan araya adam sokmaya çalışıyor, karaborsada şansını deniyor, oyunu seyreden bir daha seyretmek istiyor.
Ben internette oyun hakkında yazılan eleştirileri aradım. Oyunun yedinci yılında Bahar Kurtuluş Radikal'de yazdı. Bir kaç blog yazarı dışında başka eleştiriye rastlamadım. Bu bana çok tuhaf geldi. Düşüncelerimi paylaşmak için bu yazıyı yazdım.

Ülkemizde Tiyatro Eleştirmenleri Birliği(TEB) isminde bir kurum var. Kurum Uluslarararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nin Türkiye dalı(branch). Oradan başlayayım, çarpıcı olması bakımından bir örnek vereyim: TEB Başkanı Üstün Akmen oyunu geçen hafta İstanbul'a gelince seyretmiş.(Sanırım artık yazar.) Akmen geçen yedi yıl içinde İstanbul dışında onlarca festivale  ödül törenlerine katıldı, konuşmalar yaptı, eleştiriler yazdı,  ama "Bir Delinin Hatıra Defteri" gibi bir oyunu yazma fırsatı bulamamış(herhalde). Sadece o mu? TEB'in diğer üyeleri ve TEB dışındaki kendilerine "eleştirmen" diyenlerden de "ses yok". Bir TEB üyesi "Erdal Beşikçioğlu'ndan Bir Delinin Hatıra Defterini izlememek büyük bir eksiklikmiş.. Dün izleyince anladım." demiş, dün(29 Mart 2014). Peki tiyatro ödül jürileri de görmemiş mi?

Uygar dünyada böyle bir oyun hakkında onlarca (olumlu-olumsuz) yazı yazılırdı. Oyuna pek çok ödül verilirdi. Türkiye'nin bu suskunluğu bana çok tuhaf geliyor. Bunun hatası kimde? Devlet Tiyatroları, eleştirmenleri davet etmiyor mu? Ben Devlet Tiyatroları'nın gala listesinde yokum ama "eleştirmenler" de mi yok?  Hadi DT davet etmiyor kendine "eleştirmen" diyenin böyle bir oyunla ilgili bir sorumluluğu yok mu? Seyretmek bir TEB Başkanı'nın  görevi değil mi? Yoksa bilmediğim bir şeyler mi oluyor. Eleştirmen kuruma, yönetmene, oyuncuya tavır mı koyuyor? Kurum da bir "oyun" içinde mi?

Ben kendime "eleştirmen" demediğim için bazıları beni tuhaf buluyor.(Yurt dışında bu durumu anlatamıyorum kendime "critic" deyip geçiyorum.)  Ama "Bir Delinin Hatıra Defteri" ile anlattıklarımı okuyunca bu ülkede tiyatro eleştirisi var diyebilir misiniz? Ortada "eleştirmen" diye dolaşan insanlar, "kurumuz" diye "cakalanan" TEB var ama maalesef Türkiye'de "tiyatro eleştirisi" kurumsallaşmamış. "Eleştiri"nin kurumsallaşmadığı yerde "eleştirmen" olur mu? Kendine "eleştirmen" diyenleri gördükçe kendime "eleştirmen" de diyemiyorum.

Ama bence Bir Delinin Hatıra Defteri'nin ortaya çıkardığı önemli bir gerçek var. Seyircinin eleştirmene ihtiyacı ve ödülleri "taktığı" yok.

Melih Anık  

      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder